| Turkish | English | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | karışıklık çıkarmak | stir up trouble v. | ||
|
The jinn stirred up trouble on earth and they shed blood. Cinler yeryüzünde karışıklık çıkardılar ve kan döktüler. More Sentences |
||||
| General | karışıklık çıkarmak | cause a bedlam v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | make a fuss v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | cause a disturbance v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | riot v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | pie v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | kick up a row v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | raise cain v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | raise hell v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | raise ruckus v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | make an uproar v. | ||
| General | karışıklık çıkarmak | create an uproar v. | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | karışıklık çıkarmak | kick up a dust v. | ||
| Idioms | karışıklık çıkarmak | make a fuss of v. | ||
| Idioms | karışıklık çıkarmak | play (up) old gooseberry [obsolete] v. | ||
| Turkish | English | |
|---|---|---|
| Idioms | ||
| Idioms | (biri/bir şey) hakkında karışıklık çıkarmak | make a fuss about (someone or something) v. |